Sembolizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sembolizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2011 Salı

Sembolizm


Bu yazıyı annemin derlediği notlardan aynen aktarıyorum.
1860-1870 yılları arasında gelişen bu akım aslında edebi ve entellektüel bir harekettir ve resimde sembolizm de bunun görsel alandaki yansımasıdır. Ressamlar ve edebiyatçılar arasındaki ilişki bu dönemde her zamankinden daha yakındır. Çağın giderek artan maddeciliğine tepki gösteren bu sanatçılara göre gerçek sadece fiziksel alanla sınırlanmayıp düşünceyi de içerir. Sembolizmi fiziksel varlıklarda gizli olan gizemli anlamların arayışı olarak da tanımlayabiliriz. Düşünceleri belirsiz ama güçlü simgelerle ima etmeye çalışmıştır. Bu akım dini mistisizmi primitif olana duyulan ilgiyle birleştirmiştir. Sembolist estetik; din, düşsel, fantastik ve gerçek dışı, büyü ve batınilik, uyku ve ölüm gibi o zamana kadar az değinilmiş alanlara eğilmiştir. Gerek realizm gerek empresyonizm hayal gücüne önem vermiyordu. Onlar için esas olan gerçeğin betimlenmesidir. Sembolizm ise tam tersine maddeye değil de tinsel olana önem vermiş, algıyı ve hayali olanı öne çıkarmıştır. Goya, William Blake bu sanatın öncüleridir. Ferdinand Hodler, Gustave Klimt bu akımın başlıca temsilcileri olmuşlardır. Sembolist sanatın öncülerinden sayılan Gustave Moreau romantizm ve sembolizm arasında bir bağ oluşturur. 20 yaşında güzel sanatlar okuluna giren sanatçının ilk dönem yapıtlarında Delacroix'nin etkileri vardır. Ana kuuralı şöyle özetler; "Sanatta hiçbir şey bizdeki iradeyle yaratılmaz. Tüm sanat kendini bilinçaltına bırakmanın, teslim etmenin bir sonucudur. Güzelliğe ancak düşüncenin üstünlüğü ile ulaşılır". Moreau ilk kez 1864 Salon'una yolladığı "Oedipus ve Sfenks" adlı tablosu ile adını duyurur. Bu tablo onun sembolist sanatının başlangıcıdır. En çok üzerinde durduğu konular karşı cinslerin çatışması, yaşam ve ölüm bilinmezi, iyi ve kötünün anlamıdır. Moreau 1865 yılında yaptığı "Orpheus" adlı tablosunda Trakyalı kadınlar tarafından aşklarını reddettiği için parçalanan Orpheus'un öyküsünü anlatır. Kadınlar Orpheus'un hala şarkı söyleyen başını ve lirini bir ırmağa atmışlardır. Orpheus efsanesi, yapıtları ya da düşünceleri yüzünden ölümsüzlüğe ulaşan sanatçıyı temsil eder. Moreau'dan sonra Fransa'daki en önde gelen sembolist sanatçı Odilon Redon'dur. Bordeaux'da doğan sanatçı meslek yaşamının ilk 20 yılında sırf kömür kalemle ve siyah-beyaz'ın egemen olduğu taş baskı tekniği ile çalışmıştır. Bu çalışmalarda insan yüzlü çiçekler, gülen örümcekler gibi garip figürler görülür. 1890'lardan başlayarak renge dönen Redon yağlı boya ve pastel yüzlerce resim yapmıştır.
20. yüzyılın ilk yarısında unutulmuş olan sembolizm 1920'lerde Andre Breton ve sürrealistler tarafından yeniden keşfedilmiştir.
Resim: Moreau- "Orpheus"
http://kirmizisapka.blogspot.com/2008/08/oedipus.html